Ramazan’da madde madde sağlıklı beslenme reçetesi

20250219_015608_ramazanda-madde-madde-saglikli-beslenme-recetesi_2188_1.jpg

Yazı İçeriği

Ramazan ayının olmazsa olmazı pideyi kontrollü tüketin. Avcunuzu kaplayan miktarda pide bir dilim yerine geçer. İftar sofranızda, çorba, pilav ya da makarna ile pide aynı anda olduğunda karbonhidrat alımınızı arttırmış olursunuz. Bu nedenle pide yiyeceğiniz zaman, pilav veya makarnayı sofranızdan kaldırın.

Şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar veya meyve tercih edin. Uzun süre açlık sonrası oluşan tatlı isteğinizi, 1-2 dilim karpuz, 1 ince dilim güllaç veya 2 top dondurmayla giderebilirsiniz.

“Sahura kalkmadan da oruç tutabiliyorum” diyerek sahuru göz ardı etmek yanlış. Yaz aylarında uzayan açlık süresi, sahura kalkılmadığında daha da uzarken, sağlığa zararının yanı sıra iftarda aşırı besin tüketimine ve metabolizmanızın yavaşlamasına neden olur.

Sahuru kahvaltı öğünü gibi düşünün. Yumurta, peynir, tam buğday ekmeği içeren bir sahur gün boyu tok kalmanızı ve dengeli beslenmenizi sağlar. Bu yiyeceklere ek olarak; yoğurt veya süt de sahurda tüketebilecek tok tutan besinler arasında yer alır.

Uzun süre tok tutabilen besinleri sofralarınızdan eksik etmeyin. Tam tahıllar, kuru baklagiller, bulgur, süt, yoğurt gibi yiyecekler yavaş sindirilerek, daha uzun süre tok kalmaya yardımcı olur. Yeşil çay da hem sağlıklı hem tok tutucu özelliğe sahiptir. Yeşil çayın tadını sevmeyenler çubuk tarçın kullanarak hem çayın aromasını değiştirebilir, hem de tarçının kan şekerini dengeleme özelliğinden yararlanabilir.

Tuzlu yiyeceklerin tüketimine dikkat edin. Turşu, tuzlu krakerler, tuzlu fıstık gibi kuru yemişler uzun yaz günlerinde susuzluk hissinin artmasına neden olduğundan uzak durmak gerekir.

Su içmenin çok daha fazla önem kazandığı Ramazan’da, gün boyu kaybolan sıvıyı yerine koymak için mutlaka en az 8 bardak su için. İftar ve sahur arasını su içerek değerlendirin ve su içmek için susamayı beklemeyin.

Yüksek yağ içerikli besinleri tüketmekten kaçının. Acıkacağınızı veya zorlanacağınızı düşünerek, daha tok hissettireceği zannedilen yüksek yağ içerikli besinler tükettiğinizde, hem yağ alımını arttırmış olursunuz hem de bu yiyeceklerin tokluğu arttırma gibi bir etkisi bulunmaz.

Ramazan ayının vazgeçilmezlerinden olan hurma; lif, magnezyum, potasyum, demir açısından zengin ancak şeker içeriğini unutmamalı. Büyük hurma yediğinizde 1, küçük hurma yediğinizde 2-3 adedi geçmemeye özen gösterin.

İftar sofrasında dengeli olmak gerekir. Ekmek ve ekmek yerine geçen yiyecekler grubu, et grubu, süt grubu ve meyve-sebze grubu bir öğünde belirli miktarlarda olduğu zaman dengeyi yakalamış olursunuz. Siz de tabağınızda bu dengeyi kurmaya çalışın. Örneğin; 1 kase çorba, 6-7 kaşık sebzeli et sote, 1 kase salata, 1-2 dilim pide ve 1 su bardağı ayran ile dengeyi yakalayabilirsiniz.

Ramazan’da 3 öğün yapın. İftarda besin tüketiminizi azaltarak, iftardan 1 saat sonra 1 dilim peynir, söğüş, 1-2 dilim tam buğday ekmeği veya 1 kase yoğurt, 2-3 yemek kaşığı yulaf ezmesi ve 1 porsiyon meyveden oluşan bir ara öğün ideal. Böylece, günlük enerji alımınızı 2 büyük öğüne bölmek yerine, sağlıklı bir şekilde 3’e bölmüş olursunuz.

İftar sofralarınızı çeşitli ve renkli salatalarla süsleyin. Salata, sağlık için faydasının yanı sıra, yiyeceğiniz ana yemeği, pilav ve makarna gibi seçenekleri daha az tüketmenizi sağlar.

Ramazan ayında en az tüketilen besinlerden olan süt, yoğurt ve ayran mutlaka beslenmenizde yer almalı. Hem iftar hem sahurda bu besinleri tüketmeye çalışın, tüketemediğinizde iftar sonrası ara öğününüzü mutlaka bu besin grubuyla yapın.

Çay ve kahve tüketimine dikkat edin. “Su içmiyorum ama çay, kahve çok içiyorum’’ diyebilirsiniz. Oysa çay ve kahve su yerine geçmediği gibi, idrara çıkarma özellikleri nedeniyle vücutta var olan suyu da alıp götürür. O nedenle çay ve kahvenizi kontrollü tüketin ve yanında su içmeyi unutmayın.

Düşen kan şekerini toparlayan ve tatlı isteğini bastıran, ayrıca serinleten kompostolarınızı meyvenin kendi şekeriyle yapın ve ekstra şeker eklemeyin.

İftar sonrası kısa yürüyüşler yapmaya çalışın. İftardan sonra yapacağınız 15-20 dakikalık hafif tempolu bir yürüyüş, hem hareketinizi artırmanıza yardımcı olur hem de iştahınızı daha kolay kontrol etmenizi sağlar.

Yemek pişirme yöntemlerinde doğru tercih yapın. Izgara, haşlama, fırınlama yöntemlerine başvurun. Kızartma ve kavurma gibi yöntemlerden uzak durun. Aksi halde kilo artışı da kapınızı çalabilir.

Yemeklerinizi hızlı yemekten kaçının. Özellikle et yemeklerinin sindirimi daha uzun sürer ve hazımsızlık gibi problemlere neden olur. Bu nedenle, yemeklerinizi yavaş yiyin ve iyi çiğnemeye dikkat edin.

Ramazan ayı süresince porsiyon kontrolü daha fazla önem kazanır. Tek bir besin grubuna ağırlık vermek yerine, çeşitliliği sağlayın, çeşitli ve az porsiyon tüketin.

Öğün sıklığının azalmasına paralel olarak yavaşlayan metabolizma hızı bağırsakların çalışmasını etkileyebilir. Ramazan’da kabızlık problemi yaşamamak için; iftarda salata, sahurda domates, salatalık, yeşillik tüketmek faydalı. Kabızlık problemine karşın; kuru baklagiller, meyve, sebze, tam tahıllı besinler gibi lif oranı yüksek yiyecekler tercih edilmeli.

Exit mobile version